Hayatın zorlukları karşısında birçok kişi pes ederken, bazıları ise azmiyle dikkat çeker. Son 17 yıldır sokaklarda ekmek kırıntısı toplayarak geçimini sağlayan bir adam, herkesin takdirini kazanıyor. Bu adam, yalnızca kendi yaşamını değil, aynı zamanda yardıma ihtiyacı olanların da umut kaynağı olmayı hedefliyor. "Allah rızası için bu işi yapıyorum" diyen Ramazan Yılmaz, sokakların tanıdığı bir yüz haline geldi.
Ramazan Yılmaz, 17 yıl önce işsiz kaldıktan sonra hayatını değiştirecek bir karar aldı. Hiçbir yerde işe giremeyince sokaklara yöneldi. Ekmek kırıntılarını toplayarak hem kendisi için bir geçim kaynağı oluşturdu hem de bu işi yaparak sokaklardaki mikroplu alanları temizlemeye yardımcı oldu. Yılmaz, "İlk başta insanlar bana garip bakıyordu. Ama zamanla benim niyetimi anladılar. Ekmek kırıntılarını toplamakla kalmıyor, aynı zamanda çevreyi daha temiz tutmaya çalışıyorum." şeklinde konuştu.
Bu süreçte karşılaştığı zorluklar da az değil. Soğuk havalarda dışarıda kalmak, bazen zorlayıcı olabiliyor. Ancak Yılmaz, insanların gönüllü destekleriyle bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarıyor. “Bazen hayırseverler bana destek olabiliyor. Harcamalarımı karşılamak için ufak bağışlar da alıyorum” diyor. Ramazan Yılmaz, yaptığının sadece bir iş değil, aynı zamanda bir gönül işi olduğuna inanıyor.
Ramazan’ın topladığı ekmek kırıntıları çoğu zaman yok yere atılacakken, onun sayesinde değerlendiriliyor. Ekmek kırıntılarını, sokaklardaki hayvanlar için birer yiyecek kaynağı haline getiriyor. Ramazan, “Küçük de olsa yaptığım herkesin hayatına dokunabiliyor. Hayvanların bu ekmek kırıntılarına ihtiyacı var” diyor. Böylelikle hem insanlara hem de hayvanlara yardımcı olmaktan duyduğu mutluluğu paylaşıyor.
Birçok kişi onun yaptığını sorguluyor. Ancak Yılmaz, topladığı ekmek kırıntılarının sadece kendisine değil, hatta toplumun değişik kesimlerine dağıtıldığını vurguluyor. Çoğu zaman sokaktan geçen ihtiyaç sahiplerine veya sokak hayvanlarına bıraktığı bu ekmeler, Yılmaz’ın kendisine bir anlam oluşturuyor. "En azından sokaklarda bir hayvanın karın doyurmasını sağlıyorum. Bu benim için büyük bir mutluluk," diyor.
Toplum adeta Yılmaz'a büyük bir sevgi beslerken, kendisi de bu sevgi sayesinde motivasyonunu artırıyor. Çevresindeki insanlar onun için sürekli bir şeyler yapmaya çalışıyor. "Bana bir kap çorba ya da bir simit veriyorlar. Benim için bu küçük bir şey, ama onların intikamını almak gibi," diyor.
Bütün bu fedakarlık ve azim, Ramazan Yılmaz’ın hayatını anlamlandırıyor. Onun hikayesi, sadece ekmek kırıntılarıyla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda yardımseverlik, dayanışma ve azmin de bir simgesi haline dönüşüyor. Yılmaz, "Bu yaptıklarımın herkes için bir örnek olabileceğini düşünüyorum. Bir yılın sonunda bile olsa, belki birileri bana katılır" diyerek umudunu koruyor.
Ramazan Yılmaz'ın hikayesi, sokakların sıradan bir yüzü gibi görünse de içinde derin bir anlam barındırıyor. Ekonomik zorluklar içinde yaşam mücadelesi veren pek çok insan için ilham kaynağı. Yılmaz'ın özverisi, toplumda yardımlaşmanın gücünü ön plana çıkarıyor. Aslında ekmek kırıntılarını toplamak, Yılmaz için sadece bir meşguliyet değil, aynı zamanda insanların kalplerine dokunan bir misyon.
Sonuç itibarıyla Ramazan Yılmaz'ın hikayesi, insana dair bir hikaye. Ekmek kırıntılarından kurulu belki de her gün daha da derinleşen anlam dolu bir yaşam. Hayatın zorluklarına karşı duruşun, er ya da geç kalplere dokunur; bu da Ramazan’ın yaptığı işin özüdür. Belki de bu hikaye, bizim gibi bir insanı değiştirip, daha iyi bir toplum oluşturma yolunda hepimize ilham verebilir.