Antikacılığın zengin dünyasında uzun yıllar boyunca birçok nesne biriktirilip korunur. Ancak, bazı nesneler diğerlerinden daha fazla ilgi ve özen gerektirir. Bu açıdan bakıldığında, gramofonlar hem tarihsel anlamda hem de fonksiyonel olarak antikacılık dünyasının en değerli parçaları arasında yer alır. 44 yıldır bu alanda hizmet veren antikacı Uğur Yılmaz, asırlık gramofonları birer sanat eseri gibi koruyarak, hem geçmişe ışık tutuyor hem de yeni nesillere aktarılmasını sağlıyor. Onun öyküsünü ve gramofonlara olan tutkusunu şu şekilde derleyebiliriz.
Uğur Yılmaz, küçük yaşlardan itibaren antikacılığa olan ilgisini keşfetti. Eski eşyalar, onun için sadece birer nesne değil, aynı zamanda hikayelerle dolu zaman yolcularıydı. 44 yıl önce İstanbul'da açtığı dükkan, zamanla antikaya meraklı birçok insanın buluşma noktası haline geldi. Uğur Bey, gramofonlara olan özel ilgisini ise şöyle ifade ediyor: "Gramofonlar, geçmişin seslerini taşıyan müzikal hazinelerdir. Her biri, kendi hikayesine sahip ve o hikaye, meraklı gözlere ulaşmayı bekliyor."
Uğur Yılmaz’ın dükkanında birçok farklı gramofon modeli bulunuyor. Antika değeri taşıyan bu gramofonlar, yılların yıpratıcı etkisine karşı ustaca korunuyor. Yılmaz, eski gramofonları birer eser olarak görmekte ve her birinin bakımını özenle yapmaktadır. Piyasa üzerinde daha çok modern müzik aletleri bulunmasına rağmen, Uğur Bey’in dükkanı, gramofon meraklıları için adeta bir cennet niteliğinde. Her biri farklı dönemlere ait olan bu gramofonların sadece dış görünümünde değil, mekanizmasında da uzmanlık isteyen bir bakım süreci var.
Antikacılığın en gözde parçalarından biri olan gramofonlar, sadece müzik aletleri olmanın ötesinde, tarihin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Uğur Yılmaz, gramofonların her birinin farklı bir anlatımı olduğunu, her kaydın bir zaman dilimine ait müzikal bir yolculuk sunduğunu belirtiyor. "Bir gramofonla, 1920'lerin caz müziğine ya da 1950'lerin rock'n'roll dünyasına ulaşabilirsiniz," diyor. Bu değerli müzik aletleri, bazıları için nostaljik bir hazine, bazıları içinse müzik merakını tetikleyen bir kapı niteliğinde.
Uğur Bey, zaman içerisinde çeşitli müzisyenlerle ve sanatçılarla iş birliği yaparak gramofonların ve eski kaydedilmiş müziklerin canlanmasına yardımcı oldu. Özellikle gramofon kaydı arşivi oluşturma konusunda şahane bir özveri gösteriyor. Uğur Yılmaz, "Eski müzikleri dijital ortama aktarma çalışmalarımız var. Bu sayede hem gramofonları korumuş oluyoruz hem de geçmişin müziğini yeni nesillerle buluşturuyoruz," diyerek hem antikaların korunmasına hem de müzik kültürünün yaşatılmasına katkı sağlıyor.
Sonuç olarak, 44 yıl boyunca antikacılık yapan Uğur Yılmaz, sadece eski gramofonları korumakla kalmıyor, aynı zamanda geçmişin seslerini bugüne taşıyor. Antikacılığın ve gramofon kültürünün yaşatılması konusunda samimi çabaları ile birçok insana ilham vermekte. Gramofonların büyülü sesleri arasında kaybolmak isteyen herkes, Yılmaz’ın dükkanını ziyaret ederek tarihe tanıklık edebilir. Her gramofon, dinleyicisinde bir nostalji, bir hikaye bırakmaktadır. Uğur Yılmaz gibi tutkulu bir antikacı ile karşılaşmak, bu unutulmaz hikayelerin bir parçası olmak için kaçırılmaması gereken bir fırsat olabilir.