56 yaşındaki Leyla Yılmaz, son zamanlarda sağ bacağında hissettiği garip bir karıncalanma hissi nedeniyle doktora gitmeye karar verdi. İlk başta bu durumu basit bir sinir sıkışması ya da yorgunluğa atfeden Yılmaz, belirtilerin devam etmesi üzerine bir sağlık kuruluşuna başvurdu. Yapılan tetkikler sonucunda hayatının en zor haberiyle karşılaştı: "Üç hafta ömrünüz kaldı." Söz konusu durum, Yılmaz'ın hayatını alt üst ederken, bu talihsiz hikaye birçok kişi için de önemli bir farkındalık yaratma potansiyeli taşıyor.
Yılmaz, bacağındaki karıncalanmanın yanı sıra, zaman zaman hissettiği güçsüzlük ve halsizlik nedeniyle doktora gitmenin gerekli olduğunu düşündü. Öncelikle aile hekiminden randevu aldı. İlk muayenesinde basit bir sinirsel rahatsızlık olabileceği belirtilerek bazı tetkiklerin yapılmasına karar verildi. Ancak, yapılan MR ve kan testlerinin ardından sonuçlar hiç de iç açıcı değildi. Doktorlar, Yılmaz'ın bacağındaki karıncalanmanın nedeni olarak ciddi bir sağlık problemiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Sonuçları görmek için hastaneye giden Yılmaz, doktorların yüzündeki ciddiyeti hissetti. "Herkesin hayatta karşılaşabileceği bu tarz sorunlar olabilir elbette, ancak bu durum benim için çok farklıydı," diyerek o anı anlatıyor. Doktorlar, tüm testler sonucunda Yılmaz'ın vücudunda hızlı bir şekilde yayılan bir kansere yakalandığını ve bunun sonucunda sadece üç hafta ömrü kaldığını söylediklerinde, Yılmaz'ın dünyası başına yıkıldı.
Yılmaz, hastalığı hakkında özellikle çevresinden ve İnternet üzerinden topladığı bilgilere bağlı olarak bir dizi tedavi planı yapmaya başlamıştı. Organik beslenme, meditasyon ve zihinsel bir dayanıklılık geliştirmek adına çeşitli teknikler uygulamaya koyuldu. Yılmaz, “Beni destekleyen ailem ve arkadaşlarım sayesinde bu süreçte yalnız olmadığımı biliyorum. Onların yanımda olduğu sürece ne olursa olsun pes etmeyeceğim,” dedi.
Hikayesi, birçok kişi için bir ilham kaynağı oldu. Sosyal medyada paylaştığı mesajları, kendisine destek veren pek çok insanla iletişim kurarak daha da güçlenmesini sağladı. Yılmaz, aynı durumla karşılaşan insanlara umut vermek ve savaşmanın önemini vurgulamak için bir kampanya başlatma kararı aldı. Bu kampanya sayesinde daha fazla insanın kanserle ilgili farkındalığını artırmayı ve hastalığın tedavi sürecine dair bilgileri paylaşmayı hedefliyor.
Bu süreçte, Leyla Yılmaz’ın yaşam hikayesi sadece bireysel bir mücadele olarak değil, aynı zamanda sağlık alanında bir farkındalık platformu oluşturma amaçlı bir savaşın sembolü haline geldi. Onun bu zor yolculuğu ve verdiği mücadele, umudun ve azmin gücünü tüm dünyaya bir kez daha hatırlatıyor. Zorluklarla mücadele eden bir insanın neler başarabileceğini gösteriyor.
Son olarak, Yılmaz; tıbbi tedavi ve alternatif yöntemleri bir araya getirerek yaşam mücadelesini sürdürme kararlılığına sahip. Kendisi için bu süreç, sadece bir kanser tedavisi değil, aynı zamanda yaşamı dolu dolu yaşamak ve etrafındakilere ilham vermek anlamına geldi. Leyla Yılmaz'ın hikayesi, sadece kendi öyküsü değil, herkesin yaşaması gereken bir dayanışma ve umut hikayesi olarak hafızalarda yer alacak gibi görünüyor.
Yılmaz, "Yaşamak, en değerli şey" sözleriyle, kendisini çok zor bir süreçte bulmuş olsa da hala hayata ve yaşama sevinci dolu bir bakışla yaklaşmayı sürdürüyor.