Son günlerde Yemen'deki iç savaşın seyrini değiştirebilecek yeni gelişmeler yaşanıyor. Husi milislerinin, ABD’nin Yemen'deki etkisini artırmak için kara harekatı hazırlıkları yaptığına dair iddialar, bölgeyi saran çatışmaların yeniden alevlenmesine yol açtı. Bu durum, hem Yemen'deki insani krizin derinleşmesine hem de uluslararası ilişkilerde yeni gerilimlerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Husiler, 2014 yılından bu yana Yemen'in büyük bir bölümünü kontrol altında tutan Zaydi Şii milislerdir. Suudi Arabistan ve diğer Arap koalisyonlarının müdahaleleriyle mücadele eden Husiler, son dönemde çeşitli askeri stratejiler geliştirmiş durumda. ABD’nin Yemen’deki stratejik hedefleri ve askeri müdahaleleri konusunda daha önceki dönemlerde çeşitli tartışmalar yaşanmıştı. Ancak son haberlere göre, Husiler’in ABD ile olan ilişkileri yeniden gündeme gelmiş görünüyor. Bu iddialar, özellikle Yemen'deki çatışmaların artmasıyla birlikte, bölgedeki güç dengelerini etkileme potansiyeline sahip.
Husiler, ABD'nin Yemen'deki askerî varlığını artırması ve Suudi Arabistan hayaliyle yürütülen askeri birliklerle birlikte karşılık verme hazırlıkları yapıyor. Husi liderleri, özellikle Amerika'nın saldırılarının, Yemen'deki uzun süredir devam eden insani krizi daha da derinleştirdiğinin altını çiziyor. Husi güçlerinin, bu nedenle bir karşı harekât planladığı ve bunun sadece bir tehdit değil, aynı zamanda stratejik bir yanıt olacağı öngörülüyor. Husi yetkilileri, ‘Kendimizi savunmak zorundayız’ diyerek, ABD karşısında bir direniş geliştirmeye kararlı olduklarını belirtiyor.
Bölgede yaşananlar, uluslararası toplumu ikiye bölerken, ABD'nin Yemen üzerindeki etkisi tartışma yaratıyor. Husilere yakın kaynaklardan alınan bilgiler, Husi güçlerinin çeşitli askeri eğitimler aldığı ve modern silah sistemleriyle donatıldığını gösteriyor. Bu durumda, ABD'nin Yemen'deki varlığı, Husi güçlerinin harekete geçme kararlılığını artıran bir faktör olarak öne çıkıyor.
Husilerin Yemen'in çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği askeri operasyonlar, iç savaşın hız kazandığını gösteriyor. Husi komutanları, düşmanlarına karşı daha etkili stratejiler geliştirmek amacıyla, bölgedeki istihbarat birimlerinden destek alıyor. Bu şekilde düşman hatlarını delme girişimlerinde bulunuyorlar. Uluslararası medya, Husilerin bu hamlelerinin, Yemen iç çatışmasının sadece bir tarafını değil, tüm bölgeyi etkileyebilecek bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor.
Bazı analistler, Husi güçlerinin bu tür operasyonlarının, Yemen'deki iç savaşın dışarıdan gelen destekle daha da karmaşık hale geldiğini ve bu durumun yabancı ülkelerin de bölgedeki çıkarlarının çatışmasına neden olabileceğini ifade ediyor. Uzmanlar, Husi milislerinin yapacağı olası bir kara harekâtının yanında ABD'nin de misilleme yapma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu kaydediyor.
Bölgede yaşanan bu gelişmeler, birçok uluslararası aktör için endişe kaynağı oluyor. Özellikle ABD-İran gerilimi, Yemen’deki çatışmaların yeniden alevlenmesine zemin hazırlıyor. Stratejik noktaların ve enerji hatlarının bulunduğu bu bölge, dünya çapında önemli bir jeopolitik öneme sahip. Bu nedenle, Husilerin bu tür askeri planlamaları, sadece Yemen’i değil, Orta Doğu’nun genel dengelerini etkileyebilir. Husiler’in harekât hazırlıkları, bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirebilirken, aynı zamanda diğer güçlerin de müdahil olmasına sebep olabilir.
Önümüzdeki günlerde, Husilerin gerçek niyetleri ve kararlılıkları daha net bir şekilde anlaşılacak. Ancak, uluslararası topluluk bu durum karşısında nasıl bir tavır alacak? Husilerin harekât hazırlıkları, Ortadoğu’da yeni çatışmalara zemin hazırlayacak mı? Süreç ilerledikçe, bu soruların yanıtları da netlik kazanacak. Yemen halkı için ise bu belirsizlik, sadece çatışmaların didiklenmesinden ibaret kalmayacak, aynı zamanda süregeldiği insani krizlerinin daha da derinleşmesine yol açacak. Sonuç olarak, Husilerin askeri hazırlıkları, sadece Yemen’in geleceği için değil, tüm bölge için kritik bir dönüm noktası olabilir.