Son yıllarda, özellikle 2023 yılı itibarıyla, İsrail ile Filistin'deki gruplar arasında yoğunlaşan çatışmalar, Gazze bölgesinde büyük bir insani krize neden olmaktadır. Bu çatışmaların en çarpıcı etkilerinden biri, yaşam süresinin önemli ölçüde azalmasıdır. Birçok uzman, çeşitli raporlar ve analizlerle, bölgede yaşayan insanların hayat şartlarını ve yaşam sürelerini etkileyen faktörleri masaya yatırmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde, bu durumun nedenleri, sonuçları ve uluslararası toplum üzerindeki etkileri giderek daha fazla gündeme gelmektedir.
Gazze Şeridi, yaklaşık iki milyon insanın yaşadığı dar bir bölgedir ve bu bölgedeki insan hakları durumu, uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından sıklıkla eleştirilmektedir. Sınırların kapalı olması, ekonomik ambargolar ve sürekli olarak artan askeri çatışmalar, bölgenin yaşam koşullarını daha da zorlaştırmıştır. 2023 yılı içinde yapılan çalışmalara göre, Gazze'deki insanların ortalama yaşam süresi, çatışmalardan önceki yıllara göre 5 yıllık bir düşüş göstermiştir. Uzmanlar, bu sürenin kısalmasının nedenleri arasında yetersiz sağlık hizmetleri, beslenme yetersizliği ve stres ile ilgili hastalıkların artışını göstermektedir.
İsrail'in Gazze’ye yönelik askeri operasyonları, bombardımanlar ve kısıtlamalar, bölgedeki altyapıyı da ciddi şekilde etkiledi. Okul, hastane ve su tesisleri gibi kritik yapılar, her geçen gün daha fazla zarar görmekte ve bu durum, bölgedeki sağlık hizmetlerinin aksamasına neden olmaktadır. 2023 yılında yayımlanan bir raporda, Gazze’nin sağlık sisteminin çökme aşamasına geldiği ifade ediliyor. Çocuklar, kadınlar ve yaşlılar gibi savunmasız toplum kesimleri, bu durumdan en fazla etkilenen gruplar arasında yer alıyor.
Uluslararası toplum, Gazze'de yaşanan bu trajik duruma kayıtsız kalmamıştır. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, İsrail'in saldırılarını kınamış ve Gazze halkının insani ihtiyaçlarının karşılanması için acil eylem çağrısında bulunmuştur. Ancak hemen her çağrı, yüzeysel kalmış ve etkili bir çözüm üretememiştir. Gazze’de yaşanan insani kriz, BM, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer insan hakları izleme kuruluşlarının gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, kalıcı barış için atılması gereken adımlar hâlâ belirsizliğini korumaktadır.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Gazze'nin geleceği ve orada yaşayan insanların yaşam şartlarının nasıl iyileştirileceği soruları giderek daha önemli hale gelmektedir. Çatışmaların sona ermesi, bölgedeki yaşam süresini artırmak ve insani durumu iyileştirmek için kritik bir gerekliliktir. Ancak bu, sadece çatışan tarafların değil, aynı zamanda uluslararası aktörlerin de üzerine düşen bir sorumluluktur. Uzmanlar, tüm bu sorunların bir arada ele alınması gerektiğini vurgulamakta; yoksa Gazze'deki yaşam sürelerinin düşmeye devam edeceği endişesini taşımaktadırlar.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonları nedeniyle yaşam süresinde yaşanan düşüş, yalnızca sayılarla ifade edilebilecek bir durum değil, aynı zamanda insanlık onurunu da hiçe sayan bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kriz, çözüm bekleyen mağduriyetlerle doludur ve bölgedeki insanlarla ilgili hissedilen acı, uluslararası toplumun sesini yükseltmesini zorunlu kılmaktadır. Gazze’nin ve oradaki insanların geleceği, bu duyarlılığa bağlı olarak düzlüğe çıkabilir.