Yunanistan, son günlerde geniş çaplı protestolara tanıklık ediyor. Başbakan Kyriakos Miçotakis’in iktidara gelmesiyle birlikte çeşitli sosyal ve ekonomik sıkıntılar yaşanmaya başladı. Özellikle genç nüfusun istihdamında yaşanan sorunlar, artan yaşam maliyetleri ve hükümetin uyguladığı politikalar, halkın tepkisini çekti. 2023 yaz mevsimi dolaylarıyla birlikte, bu protestoların daha da büyüyerek ülkenin siyasi dengesini sarsma potansiyeli taşıdığı gözlemleniyor. Bu noktada, Miçotakis hükümetinin halkla olan ilişkisinin nasıl bir evrim geçireceği ise merak konusu.
Yunanistan, geçmişten günümüze ekonomik krizlerle boğuşmuş bir ülke olarak biliniyor. Son 10 yılda yaşanan borç krizinin ardından kısmi bir toparlanma yaşansa da, halkın yaşam standartları hala istenilen seviyede değil. Öğrenci kredileri, kira bedellerinin artışı ve gıda fiyatlarındaki ani yükseliş, halk içinde derin bir huzursuzluk yarattı. Genç işsizlik oranlarının dünya genelinde en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Yunanistan, özellikle üniversite mezunu gençlerin yurtdışına çıkma isteğiyle karşı karşıya. Hükümetin sosyal politikalarının yetersizliği ve işsizlikle mücadeledeki eksiklikler, protestoların çığ gibi büyümesine sebep oldu.
Halk, hükümetin kendilerine yönelik yeterli çözüm önerileri sunmadığını düşünmekte. Son dönemde, sosyal medya üzerinden örgütlenen gençler ve çeşitli sosyal hak grupları, hükümetin önünde toplanarak ulusal sorunlara dikkat çekmeye başladı. Grevler ve yürüyüşler vatandaşlar arasında dayanışma duygusunu pekiştirdi. Eğitim, sağlık ve iş hayatında daha fazla hak talep eden kalabalıklar, “Değişim istiyoruz!” sloganlarıyla seslerini duyuruyor. Bunun yanı sıra, basit yaşam ihtiyaçlarının dahi temin edilememesi, protestoların büyüyen bir halk hareketine dönüşmesine yol açtı.
Protestoların artışı karşısında, Başbakan Miçotakis, hükümetin gelişimi için çeşitli reformlar önerdiğini açıkladı. Ancak bu adımlar, pek çok vatandaş tarafından yeterli bulunmadı. Hükümetin, ekonomik reformların yanı sıra sosyal adalet ve eşitlik konularında da daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiği sıklıkla dile getiriliyor. Ülkede ekonomik dengenin sağlanması için kalkınma programlarının zamanında hayata geçirilmesi kritik önem taşıyor. Halk, reform vaadlerinin yalnızca kelimelerle sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyor.
Öte yandan, muhalefet partileri, Miçotakis’in istifasını talep etme aşamasına bile geldi. Ülkede büyüyen huzursuzluk ve eleştiriler, Miçotakis hükümetinin geleceği üzerindeki belirsizlikleri artırıyor. Eğer hükümet geçerli çözümler sunamazsa, yeniden seçim sürecine girmek zorunda kalabilir. Tarihsel olarak, ekonomik ve sosyal adaletsizliklerin yaygın olduğu dönemlerde, Yunan hükümetleri halkın güvenini kaybetmiş ve sonuçta karışıklıklara yol açmıştır. 2023 yazı, Yunanistan için böyle bir tarih olma potansiyeline sahip.
Sonuç olarak, Yunan halkı, yaşadıkları sorunların karşısında, seslerini yükseltmekte kararlı. Miçotakis hükümeti için ise, eğer bir çözüm önermezse sonunun ne olacağı oldukça belirsiz. Halkın, demokrasi ve adalet talepleri karşısında hükümetin ne derece sürekçi olacağı ve nasıl bir yanıt vereceği büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Önümüzdeki günlerde atılacak adımlar, sadece Yunan hükümetinin değil, aynı zamanda Avrupa’nın kıtanın güneyindeki dengesini de etkileyebilir.